NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-HAC

<< 1237 >>

الأمر بالسكينة في الإفاضة من عرفة

202- Arafat'tan Dönüşte, Sakince Hareket Etmeyi Tavsiye Etmek

 

أنبأ محمد بن علي بن حرب المروزي قال أنبأ محرز بن الوضاح وهو شيخ مروزي عن إسماعيل يعني بن أمية عن أبي غطفان بن طريف حدثه أنه سمع بن عباس يقول لما دفع رسول الله صلى الله عليه وسلم شنق ناقته حتى إن رأسها ليمس واسط رحله وهو يقول للناس السكينة السكينة عشية عرفة

 

[-: 4001 :-] ibn Abbas der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Arafat'tan dönerken devesinin yularını o derece çekiyordu ki devesinin başı devenin semerine dokunuyordu ve insanlara: "Ağır olun! Ağır olun! Akşama kadar Arafat'ta durabiliriz" buyurdu.

 

Mücteba: 5/257, Tuhfe: 6568

 

Hadisi Kütüb-i Sitte sahiplerinden sadece Nesai rivayet etmiştir.

 

 

أنبأ محمد بن المثنى عن عبد الرحمن قال حدثنا سفيان هو الثوري عن أبي الزبير عن جابر قال أفاض رسول الله صلى الله عليه وسلم من عرفة وعليه السكينة وأمرنا بالسكينة ثم قال خذوا مناسككم لعلي لا ألقاكم بعد عامي هذا وارموا بمثل حصى الخذف

 

[-: 4002 :-] Cabir der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ağır ağır Arafat'tan döndü ve bize de ağır davranmamızı emretti. Sonra: "Hac ile ilgili ibadet bilgilerinizi Ali'den öğreniniz. Ben, gelecek yıl sizinle buluşamam. Şeytanı da küçük çakıl taşlanyla taşlayınız" buyurdu.

 

Tuhfe: 2747  - 4044,4045,4054,4066, 4067'da gelecektir.

 

Diğer tahric: Müslim (1297), EbU Davud (1944, 1970), İbn Mace (3023), Tirmizi (886, 897), Ahmed, Müsned (14219).

 

 

أنبأ أبو داود سليمان بن سيف قال حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا حماد بن زيد عن أيوب عن أبي الزبير عن جابر أن النبي صلى الله عليه وسلم لما أفاض من عرفة جعل يقول السكينة عباد الله يقول بيده هكذا وأشار أبو أيوب بباطن كفه إلى السماء

 

[-: 4003 :-] Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Arafat'tan dönerken: "Ey Allah'ın kulları! Ağır olunuz" diyor ve eliyle de ağır olunmasını işaret ediyordu, Ravi Eyyub, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in eliyle işaret ederken nasıl yaptığını göstermek için, elinin içini gökyüzüne doğru çevirdi.

 

Mücteba: 5/258, Tuhfe: 2748

 

Diğer tahric: Müslim (1297), EbU Davud (1944, 1970), İbn Mace (3023), Tirmizi (886, 897), Ahmed, Müsned (14219).

 

 

كيف السير من عرفة

203- Arafat'tan Dönüş Nasıl Olmalıdır?

 

أنبأ عبد الله بن محمد بن عبد الرحمن الزهري قال حدثنا سفيان قال أنبأ هشام بن عروة عن أبيه أنه سمع أسامة يسأل وأنا جنبه كيف كان النبي صلى الله عليه وسلم يسير إذا دفع من عرفة قال كان يسر العنق فإذا وجد فجوة نص والنص فوق العنق

 

[-: 4004 :-] Hişam b. Urve'nin babasından naklettiğine göre Usame'nin yanında otururken, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Arafat'tan dönüşte nasıl yaptığı soruldu. Usame: "Orta bir yürüyüşle yürürdü, meydan buldu mu koştururdu" diye cevap verdi.

 

Ravi der ki: Nass (denilen yürüyüş), anak (denilen yürüyüş)den daha hızlıdır.

 

4043'te tahrici gelecektir. - Tuhfe: 104

 

Diğer tahric: Buhari (1666, 2999, 4413), Müslim 1286 (283, 284), Ebu Davud (1923), İbn Mace (3017, Ahmed, Müsned (21781).

 

 

أنا يعقوب بن إبراهيم الدورقي قال حدثنا يحيى هو القطان عن هشام عن أبيه عن أسامة بن زيد أنه سأل عن سير النبي صلى الله عليه وسلم في حجة الوداع قال كان يسير العنق فإذا وجد فجوة نص والنص فوق العنق

 

[-: 4005 :-] Usame b. Zeyd'e, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Veda haccında, Arafat'tan nasıl döndüğü sorulunca, "Orta bir yürüyüşle yürürdü, meydan buldu mu koştururdu" diye cevap verdi.

 

(Ravi der ki): Nass (denilen yürüyüş), anak (denilen yürüyüş)den daha hızlıdır.

 

Mücteba: 5/258, Tuhfe: 104

 

Diğer tahric: Buhari (1666, 2999, 4413), Müslim 1286 (283, 284), Ebu Davud (1923), İbn Mace (3017, Ahmed, Müsned (21781).

 

 

النزول بعد الدفع من عرفة

204- Arafat'tan Dönüş

 

أنبأ محمود بن غيلان المروزي قال حدثنا وكيع قال حدثنا سفيان عن إبراهيم بن عقبة عن كريب عن أسامة بن زيد أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نزل الشعب الذي ينزله الأمراء فبال ثم توضأ وضوءا خفيفا فقلت يا رسول الله الصلاة فقال الصلاة أمامك فلما أتينا المزدلفة لم يجزا جزو الناس حتى صلى

 

[-: 4006 :-] Usame b. Zeyd bildiriyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), valilerin konakladığı Şi'b mevkiinde konakladı. Küçük abdestini bozduktan sonra hafif bir şekilde abdest aldı. Ben: "Ya Resulallah! Namaz kılmayacak mıyız?" diye sorunca, "Namaz, ileride kılınacak" karşılığını verdi. Müzdelife'ye geldiğimizde sonradan yetişenler yüklerini indirmeden namaz kılındı.

 

4007, 4008, 415'te gelecektir.- Mücteba: 5/259, Tuhfe: 115

 

Diğer tahric: Buhari (139, 181, 1667, 1669, 1672), Müslim 1280 (266, 276, 277, 278, 279, 280), Ebu Davud (1921, 1925), İbn Mace (3019), Ahmed, Müsned (21742), İbn Hibban (1594).

 

 

أنبأ قتيبة بن سعيد قال حدثنا حماد عن إبراهيم بن عقبة عن كريب عن أسامة بن زيد أن النبي صلى الله عليه وسلم حيث أفاض من عرفة مال إلى الشعب فقلت أأصلي المغرب فقال المصلى أمامك

 

[-: 4007 :-] Usame b. Zeyd bildiriyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Arafat'tan dönüşte Şi'b (dağ yoluna) yönelince, ben: "Ya Resulallah! Akşam namazını kılayım mı?" diye sorunca, "Namaz, ileride kılınacak" karşılığını verdi.

 

Mücteba: 5/259; Tuhfe: 115

 

Diğer tahric: Buhari (139, 181, 1667, 1669, 1672), Müslim 1280 (266, 276, 277, 278, 279, 280), Ebu Davud (1921, 1925), İbn Mace (3019), Ahmed, Müsned (21742), İbn Hibban (1594).

 

 

أنبأ أحمد بن سليمان الرهاوي قال حدثنا يزيد هو بن هارون قال أنبأ يحيى أن موسى بن عقبة أخبره عن كريب أنه سمع أسامة بن زيد وهو يذكر أنه دفع مع رسول الله صلى الله عليه وسلم عشية عرفة حتى عدل إلى الشعب فقضى حاجته فجعل أسامة يصب عليه وهو يتوضأ فقال يا رسول الله أتصلي قال المصلى أمامك

 

[-: 4008 :-] Kureyb'in bildirdiğine göre Usame b. Zeyd, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber Arefe akşamı yola çıkıp Şi'b (dağ yoluna) gelince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest bozdu ve Usame, ona abdest alması için su dökerken: "Ya Resulallah! Akşam namazını kılayım mı?" diye sordu. Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Namaz, ileride kılınacak" karşılığını verdi.

 

Tuhfe: 115

 

Diğer tahric: Buhari (139, 181, 1667, 1669, 1672), Müslim 1280 (266, 276, 277, 278, 279, 280), Ebu Davud (1921, 1925), İbn Mace (3019), Ahmed, Müsned (21742), İbn Hibban (1594).